Ana içeriğe atla

silmeye kıyamayıp, çeliğime hafıza kaybı yaratanlar vol 2 :)

yaklaşık iki ay önce başlattığım fakat devamını getirmekte baya üşengeçleşen ben cin fotoğraf paylaşımlarıma devam ediyorum...


çeliğime hafıza kaybı yaşatan birbirinden eğlenceli fotoğraflarım buyrun beraber izleyelim ;)






evet bu çocuğa aşığım <3 <3 <3 görün gözümdeki kalpleri :)
Allah'ım böyle bir tatlılık yerim seni Asher :) Böyle bir çocuğum olsa diyorum, sonra Nazlı senden bu çıkmaz bekleme boşuna deyip maşallah diyerek aşk yaşıyorum bu ufaklıkla.... 


böyle bir yakışıklı....
böyle de tatlı bi şey bu velet...






Bir gün sonra öleceğimi bilsem bile o günde buraya gitmek istiyorum. İtalya'nın bir kasabasıymış (adı şimdi aklıma gelmedi) Anlatmam burayı, kelimeler yetmez burayı görünce hissettiğim duygulara...




Yaşlanmaktan korktuğum gerçeğini çöpe atamam ama böyle bir yaşlı olacağımı söylesinler nasıl da beklerim doğum günlerini ;)




Son zamanlarda ki kaçınılmaz halim! Türkiye'de üniversite son sınıf öğrencisi (temsili) YDS,ALES,KPSS,TUS,DUS...




Dünyayı gezmek gibi bir hayali olan ben, buraya gitmeden olmaz dimi ama :D 
gerek Çin'de olması, gerekse Türklerden korkularak inşaya edilmiş olmasıyla en çok gezip görmek istediğim 2. yer...1'i zaten biliyorsunuz, dimi? :)
*notumu geçmeden yapamam Çin Seddi'ni baştan sona kadar yürümek gibi bir hayalim de var aslında!



***Bu da bonusum olsun size mi yoksa kendime mi ona karar veremedim ;) 




Bir yazının daha sonuna gelmiş bulunuyorum. Ben yazarken çok mutluydum, umarım o mutluluk bir nebzede olsa size de bulaşabilmiştir... 







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kill Me Heal Me-Kişilikler

Önceki yazımda bahsetmiştim kill me heal me'den, Ne çok sevdiğimi, oyuncuları, senaryoyu falan anlatmıştım... Şimdi sıra en sevdiğim bölümde kişiliklerimizde. Doğruyu söylemek gerekirse kişilikler öyle güzel canlandırılmış ki Ji Sung tarafından hepsini çok sevdik. İzleyenler bilir oyuncumuzun nasıl güzel iş çıkardığını... Her yiğidin harcı değildir öyle anında değişip, insanları farklı biri olduğuna inandırmak...

Nerde o eski bayramlar!

Klişe bir cümleyle başlayayım dedim bu yazımda günün anlam ve önemini belirtmek için. Öncelikle yaşadığımız bu zor ve yıpratıcı zamanların arasında bir nevi hediye gibi olan bayram molasındayız ülkece.
İngiliz tarihi ile ilgili o kadar çok kitap okuyup film izledim ki onlardan biriymiş gibi hissediyorum bazen kendimi. Jane Austen en sevdiğim yazar olabilir mesela, birçok eleştiri alsa da zamanının hatta günümüzün en iyilerinden biri. Yaşadığı toplumu ele aldığı yazıları, yazı dili en sevdiklerim arasına girmesine sebep oldu. Onu çok sevmem vesilesi ile de Julia Quinn isimli yazar ile tanıştım, kendisine günümüzün Jane Austen'ı deniyor. Ama bence değil. Neyse asıl konum günümüz Austen'ının Bridgerton serisinin Netflix dizisi. Söylediğim gibi bütün tarihi şeyleri sevmemden dolayı bu diziyi de sevdim. Favorim diyemem ama güzeldi. Duyduğuma göre bütün kitap serisi dizi yapılacakmış. Seri 8 kitaptan oluşuyor bu arada. 8 Bridgerton kardeşin evlilik hikayesi.  Yazarın kitapları bana tekrardan ibaret geldiği için beklenti olarak beni çok heyecanlandırmıyor. Bütün kardeşler bir şekilde, ki çoğu 2 haftada aşık olup bir skandalla evleniyor. Mesela en şaşırdığım 4. kitapta Colin ve Penel