Ana içeriğe atla

silmeye kıyamayıp, çeliğime hafıza kaybı yaratanlar vol:1 :)

Eğlenerek takip ettiğim bi site var, eminim bir şekilde size de rastgelmiştir,"onedio.com"... Resimler, gifler ve altına yapılan yorumlar bayılıyorum cidden kafa dağıtmamı sağlıyor her daim...


Bilmeyen kaldı mı bilmiyorum ama bilmeyenler, göz atmak isteyenler buyursun http://onedio.com/

Bir gün ben yine cins cins fotoğraf kaydaderken aklıma geldi ben neden blogda paylaşmıyorum bunları diye ve uzun uzun tartıp düşündükten sonra yapıyım bari dedim ve başlıyorum :D


  •  
Okulla fazlasıyla problemleri olan ben ve neredeyse her gün yapmak istediğim olay baş tacım :D Çoğu insan Nazlı sen bu kadar korkutucu değilsin dese de, inanın bana mezun olduğumda değil hemen yapmak istiyorum bunu... 





Nam-ı değer shoe-lover olan ben bu fotoğrafa bayıldım, silmeye kıyamamayı bırakın her bilgisayarı açtığımda bakıyorum, yapma Nazlı böyle olma diyorum sonra çocuğumun böyle ben nerdeyim bakışı atmaması için :D :D :D




Time goes, friends stay der ve susarım... Sonrada bu fotoğrafla bakışmaya devam ederim :D




İlk gördüğümde bu fotoğrafı kendi kendime noluyo lan demekten alamamıştım kendimi... Bu fotoğraftan sonra değiştim bende iç dıştan daha önemli arkadaş... Malum surgery denen bir olgu çıktı ortaya :O





Geçmişe bağlı yaşayanlar klubünün aktif üyesi olan kendime neredeyse saat başı söylediğim geçmiş de değil gelecek de yaşa Nazlı! (Ömür üç gündür)




*** 5 fotoğrafla sınırlı değil tabii ki bu devamı yazabildiğim her dakika burada olacak... Çeliğime bol dayanma gücü, Amen :D
not: çelik bilgisayarımın adı :D

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kill Me Heal Me-Kişilikler

Önceki yazımda bahsetmiştim kill me heal me'den, Ne çok sevdiğimi, oyuncuları, senaryoyu falan anlatmıştım... Şimdi sıra en sevdiğim bölümde kişiliklerimizde. Doğruyu söylemek gerekirse kişilikler öyle güzel canlandırılmış ki Ji Sung tarafından hepsini çok sevdik. İzleyenler bilir oyuncumuzun nasıl güzel iş çıkardığını... Her yiğidin harcı değildir öyle anında değişip, insanları farklı biri olduğuna inandırmak...

Nerde o eski bayramlar!

Klişe bir cümleyle başlayayım dedim bu yazımda günün anlam ve önemini belirtmek için. Öncelikle yaşadığımız bu zor ve yıpratıcı zamanların arasında bir nevi hediye gibi olan bayram molasındayız ülkece.
İngiliz tarihi ile ilgili o kadar çok kitap okuyup film izledim ki onlardan biriymiş gibi hissediyorum bazen kendimi. Jane Austen en sevdiğim yazar olabilir mesela, birçok eleştiri alsa da zamanının hatta günümüzün en iyilerinden biri. Yaşadığı toplumu ele aldığı yazıları, yazı dili en sevdiklerim arasına girmesine sebep oldu. Onu çok sevmem vesilesi ile de Julia Quinn isimli yazar ile tanıştım, kendisine günümüzün Jane Austen'ı deniyor. Ama bence değil. Neyse asıl konum günümüz Austen'ının Bridgerton serisinin Netflix dizisi. Söylediğim gibi bütün tarihi şeyleri sevmemden dolayı bu diziyi de sevdim. Favorim diyemem ama güzeldi. Duyduğuma göre bütün kitap serisi dizi yapılacakmış. Seri 8 kitaptan oluşuyor bu arada. 8 Bridgerton kardeşin evlilik hikayesi.  Yazarın kitapları bana tekrardan ibaret geldiği için beklenti olarak beni çok heyecanlandırmıyor. Bütün kardeşler bir şekilde, ki çoğu 2 haftada aşık olup bir skandalla evleniyor. Mesela en şaşırdığım 4. kitapta Colin ve Penel